Pages - Menu

25 Eylül 2013 Çarşamba

Heidi Betts - Kördüğüm



Heidi Betts - kördüğüm

Kördüğüm.

İsim size nasıl bir hikâye çağrıştırıyor bilmem ama ben bol entrikalı aynı zamanda romantik komedi tadında bir hikâye bekliyordum, beklediğim buldum mu peki? Maalesef hayır.

Herkesin yüksek puanlar vermesi sonucu oluşan beklentim kitabı okumaya başladıktan sonra fos diye söndü. Kitap iki rakip gazetecinin haftalık köşe yazılarında birbirlerine olan kişisel gıcıklıklarını çeşitli –komik- iddialarla yazılarına taşımasından dolayısıyla birbirlerine meydan okumasından oluşuyor.

Bir sebepten ötürü birbirine düşman olan bu iki gazeteci karşı cinslerden olunca aşk kaçınılmaz olur değil mi? Oluyor da. Gerisini anlatmayacağım çünkü okuyucuya bir şeyler kalsın istiyorum. 

Çok uzun yıllar önce bir beyaz dizi okumuştum. Detayları hatırlamıyorum fakat yine rekabetten doğan bir aşk vardı hikâyede. İki şirket yöneticisi olan çiftimiz saçma sapan komik ve ima dolu hediyeler yollayarak ortalığı kızıştırıyordu :)) Mesela birinde adam kadına bir kıyafet yolluyordu sanırım böyle açık seçik seksi bir şey kadın n’apıyordu dersiniz? O kıyafeti giyip fotoğraf çektirip kocaman afiş haline getirtip şirketin dışına asıyordu! :)))))

Kördüğüm’de de beklerdim ki kadınla adamın arasındaki meydan okumalar daha çok anlatılsın komik şeyler çıksın… Sadece son iddia ve iddiayla gelen aşkı işlemiş yazar. Kitapta sevdiğim şeylerden biri örgü kulübü ve haftada bir gece barda toplanıp eğlenmeleri. Bunu gelenekselleştirmiş olmaları çok hoşuma gitti.

Kitap aynı zamanda bir serinin ilk kitabı oluyormuş, bittikten sonra öğrendim. Kadın ve erkeğin her hafta barda toplandığı grubun üyelerinin hikâyeleri de diğer kitaplarda anlatılıyormuş. Mesela çocuğu olmadığı için ayrılan bir çift vardı onların hikâyesini merak ediyorum. 

Yazarın bu kitabını beğenmemiş olabilirim fakat diğer kitaplarını okumayı düşünüyorum. İlla ki sevdiğim bir şey yazmıştır di’mi?

5 üzerinden 2 puan veriyorum bu kitaba. 




Dylan Stone, Cleveland Herald gazetesindeki, Veronica Chasenın da başvurduğu işe kabul edilince iki gazeteci arasında amansız bir rekabet, köşe yazıları aracılığıyla sürdürdükleri bir savaş başlar. Birbirlerine bungee jumping veya rafting yapmak, dövme yaptırmak gibi konularda meydan okurlar, ilk pes eden yenilmiş sayılacaktır. Ama Veronicanın son numarası, Dylanı belki de hayatının en zor işiyle karşı karşıya getirir. Victoria Dylanın örgü örmeyi öğrenemeyeceğini iddia eder.

Dylan babaannesinin bile yapabildiği bir şeyin kendisini korkutmasına izin verecek değildir. Bir atkı örecek, Veronicanın her hafta toplanan örgü grubuna katılacak kadar cesurdur. Ancak insanın sinirine dokunacak kadar yakışıklı bir erkek olan Dylan örgü grubuna gelip bütün kadınları büyüleyince Veronica kendini çetrefilli bir düğümün içinde bulur ve bu düğüm aşka çok benzemektedir.

Öfkeleri sonsuza dek sürecek miydi?

Yoksa aşk, her düğümü çözecek kadar güçlü müydü?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder